KARADENİZ EREĞLİ'nin TARİHÇESİ

Ereğli, tarihsel kökleri M.Ö. 2000’li yıllara uzanan çok eski bir kenttir. Bir uygarlık beşiğidir. Tarihsel veriler, ilçenin İyon’lardan Türk egemenliğine kadar çok sayıda Anadolu Uygarlığını barındırdığını, bu şekilde bir uygarlıklar mozayiği oluşturduğunu göstermektedir.
Ereğli bu özelliğini Batı Karadeniz’deki belli başlı iki doğal limandan birisine sahip olmasına borçludur. Ancak tarihsel veriler kıyı ticaretinin Ereğli’yi, hakkettiği gelişmişlik düzeyine ulaştırmakta yersiz kaldığını göstermektedir. Bunun nedeni, Ereğli’yi bir liman kenti olarak üretken iç kesimlere bağlayan karayollarının olmamasıdır, yani Ereğli bir hinterlanda sahip olamamıştır.
1334 (1918) tarihli Müstakil Bolu Sancağı Salname-i Resmiyesi'nde de bu gerçek vurgulanmakta; Ereğli’nin önemli çapta bir ticari hareketliliğine kavuşamaması, iç kesimlerle irtibatının olmayışına bağlanmaktadır.
Ereğli’yi geliştiren, 1848 yılında işletmeye açılan taşkömürü madeni ile 1965 yılında işletmeye alınan Ereğli Demir ve Çelik Fabrikaları olmuştur. Bu dönemden itibaren sınai kentleşme sürecine giren ilçe, coğrafi yapısının da elverişli olması nedeniyle, giderek Batı Karadeniz’in ağır sanayi merkezlerinden birisi haline gelmiştir. Ereğli son yıllarda güçlü ekonomik yapısını ve gelişmiş sosyo-kültürel yaşamının doğal bir sonucu olarak uluslar arası barış ödüllerinden, ulusal çevre ödüllerine uzanan kentsel ve kültürel başarılara da sahne olmuş, kardeş ilçe anlaşmalarıyla Yunanistan’dan Almanya’ya kadar geniş bir bölge içerisinde sevgi, barış ve dostluk köprüleri kurmuştur. Resim Galerisini GüncelleGaleri Listesini Göster |